Bay ve Bayanlar ile Canlı Sohbet
Sitesi


Türkiye'nin farklı bölgelerinden insanların bir araya gelerek sohbet ettiği, arkadaşlıklar kurduğu canlı sohbet odaları üzerinde sende hemen yerini al! Birbirinden eğlenceli ve kaliteli insanlarla sohbet et, arkadaşlıklar kur. Üstelik üyeliksiz ve ücretsiz şekilde sohbet edebileceğin bir ortam seni bekliyor.

Seviyeli insanlar ile Mobil Sohbet
Odalarının Adresi


Günümüzde teknolojisinin gelişmesiyle birlikte hayatımıza giren akıllı telefonlar iletişim yönünden bizlere büyük kolaylıklar sağlamışlardır. İnternet kullanımınında yaygınlaşmasıyla birlikte yeni insanlarla sohbet etmek, tanışmak bir hayli kolay olmuştur. Sizlere bu kolaylıkları sunan mobil sohbet odalarına hemen katılın.

ŞEYTANI DÖVEN TÜRK



ŞEYTANI DÖVEN TÜRK
Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa der ki:-Aydın Reis, Devlet-i Osmanî’de yetişmiş olan en kıymetli denizcilerdendir.Aydın, aslen Karamanlıdır ve Kemal Reis’in yetiştirmelerindendir. Kemal Reis, Eğriboz adasını fethetmiş ve oraya yerleşerek leventler yetiştirmeye başlamıştı. Bunlardan biri olan Aydın, kısa sürede kendini ispat etmiş ve Kemal Reis’in dikkatini çekti. Ona kendi kadırgasında görev verdi. Kemal Reis’in şöhretini duyan diğer Türk korsanları da gemileriyle birlikte ona katıldılar ve bu suretle müthiş bir korsan filosu ortaya çıktı. Bu filo, Balear adaları yakınlarında büyük bir İspanyol donanmasını mağlup etti ve Malaga şehrini basarak talan etti. Bu savaşlarda Aydın, büyü kahramanlıklar gösterdi. Tunus yakınlarındaki küçük Cerbe adasını kendisine üs yapan Kemal Reis, İtalya, Fransa ve Batı Akdeniz sahillerini vuruyordu. 1491 senesinde Cezayir’deki Becaye şehrine yaptığı baskın, ününü daha da arttırdı. Aynı yılın sonunda üssünü, Cezayir’deki Bone limanına taşıdı. Burada gemiler yaptırdı. Aynı sene sonunda Fransa ve İspanya sahillerine baskınlar yaptıktan sonra Malta’yı vurdu ve bu baskında Malta kralının oğlunu esir aldı. Avrupa ve Asya kıtalarında büyük topraklara sahip olan Osmanlı Devletinin, denizlerde Venedikliler ve müttefikleriyle boy ölçüşebilmesi için tecrübeli denizcilere ihtiyacı vardı. Sultan 2. Bayezid, Akdeniz’deki Türk korsanlarından faydalanmayı ve onları donanmanın başına geçirmeyi düşündü. Bunlardan, başarılarını yakından takibettiği Kemal Reis’i İstanbul’a davet ederek devlet hizmetine çağırdı. O da bu daveti memnuniyetle kabul etti. Kendi yetiştirdiği talebesi Aydın’a:-Üzerinde cebrim yoktur. Filomdaki istediğin gemiyi seçer, istediğin yere yelken açabilirsin. Bir denizciye lazım olacak bilgilere sahipsin ve cesursun. Ama, istersen benimle beraber İstanbul’a gelirsin, devletimizin, milletimizin ve dinimizin düşmanlarına karşı yine birlikte cenk ederiz.Aydın düşündü. Kubbesi gök olan engin denizlerde pervasızca dolaşmak kadar güzel bir şey olamazdı. Fakat Kemal Reis’den ayrılmak da çok zordu. Her şeyini ona borçluydu. Sonra, Türk donanmasında görev almak da şerefli bir şeydi.-Seninle birlikte geleceğim Reis Baba! Cevabını verdi.Kemal Reis İstanbul’a geldi, padişahtan iltifat gördü ve donanma kumandanlığına getirildi. Sultan 2. Bayezid ona, İspanya’daki Endülüs müslümanlarını hristiyan zulmünden kurtarıp Kuzey Afrika’ya getirme vazifesini verdi. Burada büyük hizmetler yaptıktan sonra 1511 senesinde İspanyollarla yaptığı bir savaş esnasında şehit düştü.Aydın Reis ise, donanmada gemi kaptanlığına kadar yükseldi. Kemal Reis’in şehadetin den sonra resmi vazifesinden ayrılıp, Cezayir’de faaliyet gösteren Oruç Reis’in emri altına girdi. 1518 senesinde Oruç Reis, İspanyollarla yaptığı Salado muharebesinde şehit düşünce kardeşi Hızır onun yerine geçti ve Aydın Reis de onun emrine girdi. Fakat kısa bir süre sonra Cezayir’den de ayrılarak Tunus açıklarındaki Cerbe adasını ele geçirdi ve burasını kendisine üs yaptı. Daha sonra buraya gelen Uluç Ali, Deli Cafer, Kara Kadı, Sancaktar, Güzelce Ahmet, Deve Hoca, Şolok Mehmet gibi ünlü Türk korsanları onun emrine girdiler. Bir süre sonra Cezayir halkı, İspanyollarla işbirliği yaparak, daha sonra Barbaros Hayrettin Paşa adıyla şöhret bulacak olan Hızır Reis’e karşı mücadeleye başladılar. Bundan çok müteessir olan Hızır Reis, müslümanlarla muharebe etmeyi uygun görmedi ve o da Cerbe’ye geldi. Bu sefer Aydın Reis ve diğer Türk korsanları onu kendilerine Reis yaparak Hızır’ın emri altına girdiler. Hızır Reis üç sene Cerbe’de kaldıktan sonra tekrar Cezayir üzerine bir baskın yaptı ve İspanyolların elinde bulunan Adakale’yi zaptederek burasını kendine üs yaptı. Aydın Reis de onunla beraber Adakale’ye geldi. Hızır Reis onu 15 parçalık bir filonun başına tayin ederek, İspanya’nın güneyinde bulunan Oliva kasabasında esir tutulan müslümanları kurtarma vazifesi verdi. Aydın Reis, Güney İspanya sahillerinde 5 büyük gemilik bir İspanyol filosuna rastladı ve kanlı bir muharebeden sonra hepsini esir aldı ve Hızır Reis’e gönderdi. Daha sonra Oliva kasabasına geldi ve burasını ateşe vererek müslüman esirleri kurtararak gemilere bindirdi. Tam bu sırada İmparator Şarlken’i Cenova’ya götürdükten sonra dönen Amiral Portundo kumandasındaki İspanyol donanması Barselona yakınlarındaydı. Oliva valisi Portundo’ya haber gönderip, Türk korsanların kasabalarını bastığını ve müslüman esirleri kaçırdığını bildirerek yardım istedi. Aydın Reis, bu haberin Amiral Portundo’ya ulaştığı sırada, Batı Akdeniz’de İspanya’ya ait Balear adalarından birisi olan Formentera’ya gelmişti. Portundo da bunu haber almış ve onu takibediyordu. Aydın Reis, gemilerdeki göçmenleri karaya çıkardıktan sonra, hiç beklenmedik bir anda İspanyol donanmasına hücum etti. Kanlı bir savaş oldu. Amiral Portundo da dahil, pek çok İspanyol kaptanı öldürüldü. Dev gibi 7 adet kalyon ele geçirdiler. İspanya’nın donanma kumandanı forsu da Aydın Reis’in eline geçti. Daha sonra karaya çıkardığı müslümanları tekrar gemilere doldurarak Cezayir’e geldi. Bu parlak zafer, Aydın Reis’e büyük bir ün sağladı. Barbaros onu, Cezayir donanma kumandan lığına tayin etti. Sonra da, Müslüman davasına hizmetlerini ve yaptığı muharebeleri anlatan bir mektubu, İspanya forsu ve daha birçok hediyeyi, Aydın Reis kumandasındaki on parçalık bir filo ile İstanbul’a, o sene yeni tahta çıkmış olan Kanuni Sultan Süleyman’a gönderdi. Her teknede 200 levent vardı. Seren direkleri baştan başa altın kaplanmıştı ki, güneş vurdukça görünen haşmeti anlatılamazdı. Bütün reisler, Barbaros’un elini öpüp yola çıktılar. Aydın Reis, mübarek bir saatte İstanbul’a vardı. bütün toplarını ateşleyip, Cihan Padişahını selamladı. Kadırgalardan 300 esir çıkarıldı. Her biri sırma cepken ve en değerli kumaşlardan yapılmış libaslar giymişlerdi. İstanbul halkı caddeleri doldurmuş, alayı seyrediyorlardı. Kanuni Sultan Süleyman Han Aydın Reis ve beraberindekileri kabul etti. Barbaros’un mektubunu aldı ve okudu. aydın Reis ve diğer kaptanlara iltifat etti. Çıkarken, Aydın’a 500, yanındaki üç reise 300’er, dokuz tane kaptana 200’er ve diğer zabitlere de 50’şer altın ihsanda bulundular. Ayrıca Aydın Reis’e çok kıymetli bir kılıç, hil’at ve dürbün verildi. Bütün leventler tersanede misafir edildi. Aydın Reis İstanbul’da bir ay kadar kaldı. Bu süre zarfında bütün vezirler ve kaptanları ziyaret ederek, faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Ay sonunda tekrar Padişahın huzuruna kabul edildi. Kanuni, Barbaros’a verilmek üzere murassa bir hançer, sırmalı bir hil’at, altın işlemeli sancak ve iki büyük pırlantalı sorguç verdi. Ayrıca gayet gösterişli ve henüz kızaktan yeni inmiş üç parça kadırga da ihsan etti. Üstelik topları da vardı ve ağzına kadar cephane doluydu. Aydın Reis, İstanbul’dan ayrıldıktan sonra, İspanya sahillerine baskınlar yaptı. Balear adaları önlerinde büyük bir İspanyol donanmasını perişan etti ve birçok gemi ile hayli ganimet ve esirler alarak, 10 gemi ile çıktığı Cezayir’e 28 gemi ile döndü. Türk denizcilerinin Kral Karlos dedikleri, İmparator Şarlken, Cezayir’i ele geçirip, Barbaros’ları buradan atmak üzere harekete geçti ve ünlü Amiral Andrea Doria’yı kalabalık bir donanma ile buraya gönderdi. Haçlılar, Barbaros’ların üs olarak kullandığı yerin 115 km. ilerisine asker çıkardılar. Fakat şiddetli bir müdafaa ile karşılaştılar. Hızır Reis’in de hızla buraya doğru hareket ettiği haberini alınca, gemilerine binerek kaçtılar. Barbaros Hayrettin Paşa, düşman donanmasını yakalama vazifesini Aydın Reis’e verdi. O da küçük bir filo ile denize açıldı. Septe’ye kadar geldi, hatta Cebelitarık boğazını geçerek Atlas Okyanusuna açıldı. Fakat düşman donanmasına rastlayamadı. Sonra geri döndü ve Mayorka adasını vurdu, binlerce esir aldı. Bu arada büyük bir İspanyol donanması ile karşılaştılar ve hemen hücum ederek bütün gemileri zaptettiler. Böylece, kısa bir süre önce 10 gemiyle çıktıkları Cezayir’e, 55 gemi ile döndüler. Barbaros Hayrettin Paşa, o sene Aydın Reis’i tekrar İstanbul’a gönderdi. Kanuni Sultan Süleyman bizzat kendisi onu kabul etti ve kendisine:-Baka reis! Cezayir beylerbeyim Hayretttin’in işleri cümle makbulümdür. Şimdi sana beş pare kadırga veriyorum. Gemilerine ne kadar yükleyebilirsen ve denlü ihtiyacınız varsa, top, alet ve sair gemi donanımına mahsus nesneler yüklenmesini Kaptan Paşamıza irade ettim. Bilhassa yeni dökülmüş toplara ihtiyacınız vardır. Alabildiğin kadar bunlardan al. Sana birkaç topçu da vereceğim. Bunlar top imalinde mahir kişilerdir. Cezayir’deki donanmayı gayetle kudretli ve her zaman için muharebeye hazır tutun. Haber aldığıma göre Kral Karlos, Cezayir hakkında kötü niyetler beslemektedir. Zinhar tedbiri elden bırakıp gaflet üzre olmayasız!Aydın Reis, padişahın bizzat kendisine hitap etmesinden çok memnun oldu:-Hünkarımın sancaklarını yere düşürmeyeceğiz, küffara bir karış toprak bile vermeyeceğiz, dedi.Aydın Reis’in Cezayir’e dönüşü de çok parlak oldu. Yolda birçok düşman gemilerini de batırmış, birçoklarını da yakalayarak yedeğine almıştı. Daha sonra Güney İspanya sahillerine geldi ve burada perişan durumda bulunan 70.000 Müslümanı Cezayir’e getirdi.Barbaros Hayrettin Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın davetiyle, 6 Nisan 1534’te İstanbul’a geldi. Kaptanı Derya rütbesini alarak Osmanlı donanmasının emir ve kumandası üzerinde olarak, Ağustos 1534’te denize açıldı. Tunus’daki Tacura’da da kendi başına bir üs kurmuş olan Aydın Reis de bu sefere katıldı. Savaşlara iştirak etti ve büyük kahramanlıklar gösterdi. Fakat birkaç ay sonra Cezayir’deki Bone limanında bir düşman baskını sırasında şehid düştü. Bütün hayatı şanlı ve şerefli zaferlerle dolu olan bu Türk denizcisine İspanyollar “Cochadiablo” (Şeytan döver) adını takmışlardı. İşte bu isim, onu tanımaya yarayacak en güzel delildir.
V&A



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir